28 Nisan 2024 pazar günü mahallemiz de hayır düzenlenmiştir.

20 yılı aşkın bir süredir devam eden ve artık gelenekselleşen bu hayır yapma işi pandemi nedeniyle iki yıl ara verilmiş nihayet pandeminin bitme noktasına gelmesi nedeniyle geçen yıldan beri yeniden düzenlenmeye başlamıştır. Bu yıl 23. yapılan bu hayrın daha uzun yıllar devam edeceği dileğimizi tekrarlıyor, bu hayırların kısaca bir tarihçesine bakmak istiyorum.

Yüce dinimiz İslamiyet’in en büyük özelliklerinden biri de dayanışma fedakârlık ve yardımlaşma dini olmasıdır.-Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir diyen bir Peygamberin ve onun getirdiği yüce bir dinin mensuplarıyız. Dinimizin emri gereği zekât, fitre ve sadaka müesseseleri sayesinde aç insan kalmamış, ilk olarak Peygamber Efendimiz zamanında kurulan imaret ve aşevleri birçok hayırlı işin yapıldığı ve sonradan yiyecek dağıtan yerler haline gelmişlerdir. Medine de ilk kurulan ve Medine li Ensar ila Mekke den gelen muhacirler ve fakirler Mescidi-Nebevi yanında Suffa denen büyük çardak altında yaşar, fakirlere ve bilhassa ilim öğrenmek isteyen gençlere ve çocuklara yardım eder onların bütün ihtiyaçlarını karşılar, karınlarını doyururlardı. İmaret müessesesi Peygamberimizden sonra dört Halife, Emeviler, Abbasiler, Şelçuklular döneminde devam ederek Osmanlılara geçmiştir.

Osmanlılar fethettikleri yerlerde cami, hastane, medrese, kervansaray, han, hamam, çeşme gibi müesseseler yapmış, okuyan talebeler, yolcular, muhtaç ve fakir kimselerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Hatta hayvanlar ve kuşlar için bile kışın yiyeceklerini yazın da içecekleri suyu bile temin etmişlerdir. Osmanlılarda ilk imaret ve aşevi Orhan Bey zamanında kurulmuş padişah, fakirler ve muhtaçlara bizzat kendi eliyle yemek dağıtmıştır. Daha sonra başta İstanbul olmak üzere Bursa ve ülkenin birçok yerinde kurulan ve sayıları 24 ü bulan imarethane ve aşevlerinin en önemli görevi fakir ve kimsesiz çocukların yetiştirilmesi, eğitilmesi ve bunların hayatını kazanacak bir yaşa gelinceye kadar maaş bağlanır her ihtiyaçları temin edilir hiç kimse aç ve açıkta bırakılmazdı. O dönemde en büyük imarethane ve vakıf Ayasofya, Edirne de Sultan 2.Murat vakfı ve Fatih imarethanesi ve vakfıydı.

İmaretler tek yapı olduğu gibi külliye halinde olanları da vardı. Mesela Fatih Külliyesinin içinde aşevi, cami, medrese, misafirhane, hamam gibi yerlerde bulunurdu. Sadece Fatih külliyesinde bin kişiye yemek verebilirdi. Zamanla bunlar öylesine büyümüş ve çoğalmışlar ki sadece İstanbul da günde 30 bin kişiye yemek dağıtacak duruma gelmişlerdir. Yine Osmanlı döneminde şimdiki gibi ulaşım kolay olmadığından yol üzerinde kurulan hanlar bulunurdu ve bu hanlarda uzak yerlerden gelen yolcular misafir edilir, kalır, yemeklerini yerler ve hayvanlarına bile bakılır bütün ihtiyaçları ücretsiz olarak karşılanır öyle yolcu edilirlerdi.

Günümüzde artık şartlar değişti. Ulaşım kolaylaştı. Hanlar hamamlar kalmadı ama yine de eski örf ve adetleri devam ettiren, belli zamanlarda hayır yapıp herkese ve bilhassa fakirlere yemek yiyecek dağıtan yerler ve müesseseler vardır. Bu güzel geleneği ve âdeti yıllardan beri sürdüren yerlerin başında da Balıkesir gelmektedir. Ben ülkemizin birçok yerlerinde kaldım ve görev yaptım hiçbir bölgede böyle güzel bir adeti, geleneği Balıkesir kadar sürdüren yer görmedim. Yılın her ay ve zamanında yapılan lokma hayırları yanında bilhassa Nisan Mayıs ve Haziran aylarında devam eden mahalle hayrı, köy hayrı adı altında yapılan hayırlarda herkese yiyecek, içecek tatlı ve lokma dağıtılmaktadır.

Mahallemizde de bu hayır işi bu yıl 28 Nisan Pazar günü yapılmıştır. Yıllardır devam eden bu gelenek pandemi nedeniyle iki yıl ara verilmiş geçen yıldan başlayarak yeniden yapılmaya başlanmıştır.

Tertip komitesinden aldığım bilgiye göre bu sene 23.yapılmaktadır. Yemekten önce İmamı-Birgivi camiinde Kuran Mevlit okunmuş, dualar yapılmış, öğle namazından sonra da Faytoncu ve Fidan kahvesinin yanında yaklaşık 300 kg pirinçle 4000 kişiye pilav, ayran ve höşmerim tatlısı ikram edilmiştir.

Yine tertip komitesinin verdiği bilgiye göre bu hayrın düzenlenmesinde maddi ve manevi emeği ve yardımı geçen Ahmet Oğuz ve Fatih Aydoğan ın öncülüğünde mahalle gençlerinin, Bahçelievler ve Plevne Mahallesi sakinlerinin, İmamı-Birgivi camii hocaları ve cemaatinin, 6 Eylül Belediyesi ve müftülüğünün, malzeme temininde yardımı dokunanların, Fidan ve Faytoncu kahveleri sahibi ve çalışanlarının, hayırseverlerin, mahalle halkının ve gençlerin çok büyük emekleri ve yardımları olmuştur. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyor hayrımızın mahallemize hayırlı olmasını diliyor bu güzel geleneğin daha nice yıllarda devamını diyorum.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.  

 

Aslan TORUN