Bazen ciddi ciddi düşünmeden edemiyoruz.
Her şeyi mahvetmek, her şeyi bu kadar mahvetmek nasıl mümkün olabilir diye?..
Bulamıyoruz ama cevabını.
Yok çünkü.
Akıl sınırlarını aşan olaylar yaşıyoruz.
Yıka yıka, döke döke, yok ede ede…
Nereye kadar?...
Sonu ne?
Gerçekten amaç, her çeşit doğal ve tarihi güzelliği yok etmek mi?..
Ondan sonra mı rahatlayacağız?..
O zaman duracak mıyız?..
Bir haftalık gazeteleri alın önünüze…
Penguen basınını çıkarın ama boşuna vakit harcamayın, onlarda bu tip haberler göremezsiniz, vaktinize yazık olur..
Bir elin parmakları gazeteleri tarayın bir…
Doğal ve tarihi zenginliklerin nasıl canınıza okuyoruz, bir haftalık gazeteler emin olun sizi delirme aşamasına taşıyacak.
Birkaçını aktarmak gerek, fikriniz olsun:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday Antalya’daki Patara antik kentini yapılaşmaya açacak imar planı hazırlanmış. Çevreciler “bu yanlıştan vazgeçin” çağrısında bulunmuşlar.
Muğla’daki antik İasos kendine liman yapılmak isteniyormuş. İdare Mahkemesi “ÇED olumlu” kararını iptal etmiş ama sonra devreye bakanlık girmiş. Çevreciler ve sakinler yine ayakta.
Haydarpaşa Garı’nı hatırlıyor musunuz?..
Kaç yıldır pasif?
Oysa başlı başına tarih değil midir orası.
Otel, restoran, ticari alanla orasını da öldürmek istiyorlar… Mücadeleler devam ediyor…
Özelleştirilecek satılacak iddiaları da havada uçuşuyor da anlamak mümkün olabilir mi Haydarpaşa’nın niye kapatıldığını?..
İstanbul’un kalbine trenle uzanırken neden neden neden sorularının hangisinin cevabı var allasen?
Haydarpaşa Garı için Haydarpaşa Dayanışması üyeleri 636 haftadır nöbet tutuyor, 636 hafta ve ötesi devam eden akıl tutulması kime ne fayda?..
Tarihi bir değerinize hiçbir haline ve çevresine dokunmadan yaşatamıyor musunuz, ille de ticaret ille de otel restoran vs mi olacak?..
Salda’nın hali ortada.
Kaz Dağları’nın hali ortada.
Nice cennetin hali ortada…
Urla’da geçenlerde JES’lere karşı eylem yaptı çevreciler…
En güzel koylardan birinde jeotermal sondaj açılacakmış…
JES’ler, HES’ler, RES’ler…
Aydın Ovası’nın ne hale geldiğine bir bakın yolunuz güneye geçerse eğer…
Balıkesir Havran’da 4300 metrekarelik tarım alanında jeotermal kaynak aramak için adım atılmış.
Tarım arazilerinin üzerine JES’ler olmalı ki tarım iyice bitsin…
Dağlar, ormanlar altınlara…
Tarım alanları JES’lere….
Gerçekten “Enerji ve Tabii Kaynaklar”, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği” ve “Tarım ve Orman” bakanlıkları birbiriyle yarışıyor…
Özdemir Asaf ne demişti:
“Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu.
Birinciliği beyaza verdiler”
Lakin, bizdeki gidiş daha bir berbat: 
Geçin beyazı... Elimizde renk namına bir şey kalmıyor günden güne!